Felç yada diğer adıyla inme sonuçları itibarı ile son derece tehlikeli bir sağlık durumudur. Çoğu hastada kalıcı izler bırakan, kişiyi ve aileleri gerek tıbbi açıdan gerekse sosyal açıdan büyük sorunlarla karşı karşıya bırakan ve son yıllarda görülme sıklığı artan çok ciddi bir hastalıktır.
Felç durumunda beyinde kan akımının yavaşlaması veya tam olarak durması durumunda ilgili bölgede beyin dokusunun oksijenlenmesi bozulur ve doku hasarı ortaya çıkar. Bu durum beynin ilgili bölgesine ait fonksiyonların bozulmasına yada kaybolmasına neden olur. Kısa süre içerisinde bu kan akımı tekrardan sağlanırsa bu fonksiyon bozukluğu kalıcı hasar oluşturmadan geriye dönebilir. Ancak süre uzarsa fonksiyon bozukluğu kalıcı hale gelir.
Öte yandan felç önlenebilir bir hastalıktır. Her zaman erken tanı hayat kurtarır prensibi burdada geçerlidir. Felç oluşumuna yol açan çeşitli hastalıklar mevcuttur. Çoğunlukla kalp ve damar hastalıklarına bağlı gelişir ama beynin kendi hastalıkları nadiren de olsa felçle sonuçlanabilir.
Kalp ve damar hastalıları açısından baktığımızda, ritim bozuklukları ve damar sertliği felç oluşumuna yol açan temel sorunlardır.
Kalp te ritim bozukluğu dediğimizde, kalp atımlarının düzensiz olmasını anlarız. Kalbin dört boşluğundan, kulakçıkların düzensiz atması “ atriyal fibrilasyon” adını verdiğimiz kalp ritmini oluşturur. Kişinin kalp ritmi eğer atriyal fibrilasyon ise kalbin kulakçıkları içerisindeki kan akımı düzensiz olacağından kulakçıklar içerisinde pıhtı oluşumuna yol açar. Oluşan bu pıhtı, kalbin içerisinden vücuda pompalandığında ( emboli atması ) sıklıkla beyin damarlarına giderek beyine olan kan akımını engeller ve felçle sonuçlanır. Atriyal fibrilasyon sıklıkla diğer kalp hastalıkları ile beraber yada tek başına (izole) görülebilir. Görülme sıklığı yaşa bağlı olarak artar. Eğer düzensiz kalp atışları hissediyorsanız mutlaka bir kalp doktoruna başvurunuz.
Öte yandan damar sertliği adıyla bilinen ateroskleroz adını verdiğimiz patolojide ise organlarımıza temiz kanı taşıyan atardamarlarımız içerisinde kireç oluşumuna bağlı tıkanıklıklar ortaya çıkar. Damar sertliği vücudumuzda her organı tutabilir. Kalpte olursa kalp krizi ortaya çıkar. Beynimize temiz kanı götüren şah damarlarımızı (karotis arter) tutarsa felçle sonuçlanabilir. Gene beynimizi içindeki çok ufak çaptaki damarlarıda tutabilir.
Şah damar tıkanıklığı durumunda hastada öncesinde hiçbir belirti olmayabileceği gibi baş dönmesi, görme bozukluğu dengesizlik gibi belirtiler olabilir. Beyine pıhtı atması durumunda ise tablo sıklıkla ani gelişen bilnç kaybı,güçsüzlük, konuşma bozukluğu ve hareket kaybı ile kendini gösterir.
Peki neden damar sertliği olur. Kişinin genetik yapısı önemlidir. Ailesinde damar sertliği olanlarda görülme sıklığı fazladır. Sigara içiciliği, yüksek tansiyon, şeker hastalığı damar sertliğine yol açan en önemli risk faktörleridir. Eğer bu risk faktörlerini taşıyorsanız damar sertliğine adaysınız ve önleminizi almanız gerekir. Genlerinizi değiştirmeniz mümkün olmasa bile diğer risk faktörlerini ortadan kaldırarak daha sağlıklı bir hayat sürmek sizin ellerinizde.
Kalp ve damar hastalıklarına bağlı gelişen beyin damar hastalıkları durumunda erken ve doğru tanı ile felç önlenebilir bir hastalıktır. Eğer ritim bozukluğu var ise neden olduğu ortaya çıkarıldıktan sonra uygun ve düzenli bir tedavi ile beyine pıhtı atmasının önüne geçilebilmektedir. Burada kan sulandırıcı ilaç kullanımı, ritim bozukluğunu ortadan kaldıracak kateter ve cerrahi yakma işlemleri ile başarılı sonuçlar alınmaktadır. Eğer beyin damarlarında kireçlenmeye bağlı darlık var ise bu durumda, ameliyat ile bu darlık açılabilmekte (karotis endarterektomi ameliyatı) veya uygun hastalarda damar içerisine bir stent yerleştirilerek darlık ortadan kaldırılabilmektedir.